İdea Yayınevi / Adlar
site haritası  
 
 

Schelling
Frederick Copleston

FRIEDRICH WILHELM JOSEPH VON SCHELLING, aydın bir Lutherci papazın oğlu, 1775’de Württemberg, Leonberg’de doğdu. Küçük yaşta kendini gösteren parlaklığı ile, on beş yaşında Tübingen Üniversitesinde Protestan tanrıbilim vakfına kabul edildi. Orada ikisi de kendisinden beşer yaş büyük olan Hegel ve Hölderlin’in arkadaşları oldu. On yedi yaşında İncil’in Yaratılış bölümünün üçüncü kesimi üzerine bir söylem yazdı, ve 1793’de Mitler Üzerine (Über Mythen) bir deneme yayımladı. Bunu 1794’de Genel Olarak Bir Felsefe Biçiminin Olanağı Üzerine (Über die Möglichkeit einer Form der Philosophie überhaupt) izledi.

O sıralar Schelling az çok Fichte’nin bir izleyicisi idi ve bu olgu 1795’de yayımlanan bir çalışmanın başlığında açıkça görülüyordu—Felsefenin İlkesi Olarak ‘Ben’ Üzerine (Vom Ich als Prinzip der Philosophie). Aynı yıl İnakçılık ve Eleştiricilik Üzerine Felsefi Mektuplar’ı (Philosophische Briefe über Dogmatismus und Kritizismus) çıktı—inakçılık Spinoza ve eleştiricilik ise Fichte tarafından temsil edilmek üzere.

Ama Fichte’nin düşünceleri onun düşüncelerinin gelişimi için başlangıç noktasını oluşturmuş olsalar da, Schelling çok geçmeden kendi kafa yapısının bağımsızlığını gösterdi. Özel olarak, Fichte’nin Doğayı yalnızca ahlaksal eylem için bir araç olarak alan görüşünden hoşnutsuzluk duyuyordu. Oysa ona göre Doğa Saltığın dolaysız bir belirişi olarak, kendini-örgütleyen dinamik ve erekbilimsel bir dizge olarak alınmalı ve bir bakıma yukarıya bilincin doğuşuna ve Doğanın insanda ve insan yoluyla kendi öz bilgisine doğru devimi içinde görülmeliydi. Bu görüş Doğa felsefesi üzerine bir dizi çalışmasında anlatım buldu. Böylece 1797’de Bir Doğa Felsefesine Doğru İdealar (Ideen zu einer Philosophie der Natur), 1798’de Dünya-Ruhu Üzerine (Von der Weltseele), ve 1799’da Bir Doğa Felsefesi Dizgesi Üzerine İlk Taslak (Erster Entwurf eines Systems der Naturphilosophie) ve Bir Doğa Felsefesi Dizgesinin Taslağına Giriş, ya da Kurgul Fizik Kavramı Üzerine (Einteilung zu dem Entwurf eines Systems der Naturphilosophie oder über den Begriff der spekulativen Physik) yayımlandılar.

Son çalışmanın başlığında ‘‘kurgul fizik’’ teriminin bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Ve benzer bir terim Dünya-Ruhu Üzerine çalışmanın tam başlığında da geçer ve dünya-ruhunun ‘‘yüksek fiziğin’’ bir önsavı olduğu söylenir. Fichte’nin kurgul fiziğe çok büyük bir ilgi ile yaklaşmış olduğunu düşünmek güç olacaktır. Gene de Doğa felsefesi üzerine yayımlar dizisi Fichte’nin düşüncesi ile tam bir kopuşu belirtmez. Çünkü 1800’de Schelling Aşkınsal İdealizm Dizgesi’ni (System des transzendentalen Idealismus) yayımladı ve bunda Fichte’nin Wissenschaftslehre’sinin etkisi açıktır. Doğa felsefesi üzerine yazılarında Schelling nesnelden öznele, en alt Doğa basamaklarından bilinç için bir hazırlık olarak örgensel alana doğru ilerlerken, Aşkınsal İdealizm Dizgesi’nde ‘ben’ ile başlayıp onun kendini-nesnelleştirme sürecini izlemeye geçiyordu. İki bakış açısını tümleyici olarak görüyordu, ki bu 1800’de ayrıca Dinamik Sürecin Genel Çıkarsaması (Allgemeine Deduktion des dynamischen Prozesses) ve ardından 1801’de Doğa Felsefesinin Gerçek Kavramı Üzerine (Über den wahren Begriff der Naturphilosophie) kısa bir çalışma yayımlaması olgusu ile desteklenir. Aynı yıl ayrıca Felsefe Dizgemin Bir Açımlaması’nı da (Darstellung meines Systems der Philosophie) yayımladı.

1798’de Schelling Jena Üniversitesinde bir kürsüye atandı. Henüz yirmiüç yaşında olmasına karşın yazıları ona yalnızca Goethe’nin değil ama Fichte’nin de desteğini kazandırmıştı. 1802’den 1803’e dek Eleştirel Felsefe Dergisi’ni yayımlamada Hegel ile işbirliği yapacaktı. Ve Jena’daki profesörlüğü sırasında romantikler çevresi ile, örneğin iki Schlegeller ve Novalis ile dostça ilişkiler içindeydi. 1802’de Schelling Bruno, ya da Şeylerin Tanrısal ve Doğal İlkesi Üzerine (Bruno oder über das göttliche und natürliche Prinzip der Dinge) ve ayrıca Akademik İnceleme Yöntemi Üzerine Dersler (Vorlesungen über die Methode des akademischen Studiums) başlıklı çalışmalarını yayımladı. Bu sonuncularda bilimlerin birliğini ve akademik yaşamda felsefenin yerini tartışıyordu.

Belirtmiştik ki Aşkınsal İdealizm Dizgesi’nde Schelling ‘ben’ ile başlıyor ve Fichte’nin Wissenschaftslehre’sinden alınan düşünceleri ‘ben’in kendini nesnelleştirme sürecini yeniden kurarken, örneğin ahlakta kullanıyordu. Ama bu çalışma Schelling’in büyük önem verdiği bir sanat felsefesinde doruğuna ulaşıyordu. Ve 1802-3 kışında Jena’da sanat felsefesi üzerine dersler verdi. Bu sıralar sanatı olgusallığın doğasına bir anahtar olarak görüyordu. Ve salt bu olgu bile Schelling’in bakış açısı ile Fichte’ninki arasındaki belirgin ayrımı göstermek için yeterlidir.

1803’de Schelling A. W. Schlegel ile evliliği yasal olarak sona eren Caroline Schlegel ile evlendi. Çift daha sonra Würzburg’a gitti ve Schelling orada Üniversitede bir süre ders verdi. Bu sıralarda dikkati din sorunlarına ve özellikle Görlitzli gizemli kunduracı Jakob Boehme’nin1 teosofik bildirişlerine çevrilmişti. Ve 1804’de Felsefe ve Din’i (Philosophie und Religion) yayımladı.

Schelling 1806’da Münih’e gitmek üzere Würzburg’dan ayrıldı. Özgürlük üzerine ve insan özgürlüğü ve Saltık arasındaki ilişki üzerine düşünceleri 1809’da yayımlanan İnsan Özgürlüğünün Özü Üzerine Felsefi Araştırmalar (Philosophische Untersuchungen über das Wesen der menschlichen Freiheit) başlıklı yapıtta anlatıldı. Ama o sıralarda yıldızı sönmeye başlamıştı. Kısa bir süre için felsefi bir dergi yayımında Hegel ile işbirliği yaptığını görmüştük. Ama daha önceleri çok az bilinen Hegel 1807’de ilk büyük çalışmasını, Tinin Görüngübilimi’ni yayımladı. Ve bu çalışma yalnızca yazarının Almanya’nın birincil felsefecisi olarak üne kavuşmasının ilk evresini oluşturmakla kalmadı, ama Schelling ile düşünsel kopuşunu da temsil etti. Özel olarak, Hegel Schelling’in Saltık öğretisi konusundaki görüşüne biraz alaycı bir anlatım vermişti. Ve kalın-derili olmaktan bütünüyle uzak olan Schelling ihanet diye gördüğü bu davranışı aşırı ölçüde ciddiye aldı. İzleyen yıllarda karşıtının büyüyen ününe tanık oldukça eski dostunun saf bir kamuya düzeysiz bir felsefe dizgesini yutturmakta olduğu saplantısına düştü. Gerçekten de, Hegel’in Alman felsefe dünyasında önde gelen bir konuma yükselişinin Schlelling’de yaratmış olduğu acı düşkırıklığı onun belki de çarpıcı bir yazınsal etkinlik patlamasından sonra göreli olarak neden daha az yazmış olduğunu açıklamaya yardım edebilir.

Bununla birlikte, Schelling dersler vermeyi sürdürdü. Böylece 1810’da Stutgart’da verdiği bir dersler dizisi toplu Yapıtlar’ında basılıdır. 1811’de Dünya Çağları’nı (Die Zeitalter) yazdı ama çalışma bitirilmeden kaldı ve yaşamı sırasında yayımlanmadı.

1821-6 yılları arasında Schelling Erlangen’de dersler verdi. Ama daha sonra 1827’de felsefe kürsüsünü doldurmak üzere Münih’e döndü ve büyük bir istekle Hegel’in etkisini zayıflatma gibi haz verici bir işe girişti. Salt soyut, kavramsal bir yapı olan olumsuz felsefe ve somut varoluşu irdeleyen olumlu felsefe arasında bir ayrım yapılması gerektiğine inanmaya başlamıştı. Söylemeye gerek yok ki, Hegel’in dizgesi ilk tipin bir örneği olarak bildirildi.

1831’de büyük karşıtının2 ölümü Schelling’in işini kolaylaştırmış olmalıdır. Ve on yıl sonra, 1841’de, kendi dinsel dizgesini açımlayarak Hegelciliğin etkisine karşı savaşma görevi ile Berlin’de felsefe profesörü olarak atandı. Prusya başkentinde Schelling bir peygamber olarak, yeni bir dönemin gelişini duyuran biri olarak ders vermeye başladı. Ve dinleyicileri arasında profesörler, devlet adamları, ve Sören Kierkegaard, Jakob Burckhardt, Friedrich Engels ve Bakunin gibi adları daha sonra ünlenecek bir dizi insan vardı. Ama dersler Schelling’in umduğu denli başarılı geçmedi ve dinleyicileri azalmaya başladı. 1864’de, Berlin Akademisinde arada bir verdiği söylemler dışında, ders vermeyi bıraktı. Daha sonra Münih’e çekildi ve yayımlamak üzere yazılarını hazırlama işine girişti. 1854’de İsviçre’de Ragaz’da öldü. Tanrısal Bildiriş Felsefesi (Philosophie der Offenbarung) ve Mitoloji Felsefesi (Philosophie der Mythologie) ölümünden sonra yayımlandı.


Notlar
1Jacob Boehme (1575-1624) için Bkz. Copleston, A History of Philosophy, Vol. III, Part II, s. 80-3.
2Hegel’in kendisi böyle kişisel çekişmelerle pek ilgilenmiş görünmez; düşüncelere ve gerçek olduğuna inandığı şeyin açımlamasına gömülmüştü. Ama Schelling Hegel’in onun kendi düşüncelerini eleştirisini kişisel bir hakaret olarak aldı.

[COPLESTON: ALMAN İDEALİZMİ: BÖLÜM BEŞ] 
Çeviren Aziz Yardımlı • (C) İDEA YAYINEVİ 1990-1996

İdea Yayınevi / 2014