İdea Yayınevi / Adlar
site haritası  
 
 
Schleiermacher
Frederick Copleston

 
Schleiermacher  
SALTIK ile, sonsuz ve sonlu arasındaki ilişki ile ve tinin yaşamı ile ilgilendikleri için üç büyük Alman idealisti doğal olarak dikkatlerini sonlu tinin tanrısal olgusallık ile ilişkisinin bir anlatımı olarak dine yönelttiler. Ve üçü de felsefe profesörleri ve felsefi dizgelerin kurucuları oldukları için, dini bu dizgelerin temel ilkelerinin ışığında yorumlamaları da eşit ölçüde doğaldı. Böylece törel idealizminin tini ile uyum içinde Fichte dini törebilime indirgeme eğilimindeyken,1 Hegel onu bir bilgi biçimi olarak betimlemeye yöneldi. Gördüğümüz gibi, düşüncesi giderek dinsel bilincin bir felsefesine dönen ve vurguyu insanın kişisel bir Tanrıya gereksinimi üzerine getiren Schelling bile dinsel bilincin gelişimini daha yüksek bir bilginin gelişimi olarak yorumlamaya yöneldi. Bununla birlikte, Schleiermacher ile din felsefesine bir tanrıbilimci ve vaizin bakış açısından yaklaşımı buluruz. Schleiermacher, belirgin felsefi ilgilerine karşın, dindar bir ortamda yetiştirilmiş olmasının etkilerini taşıdı ve bir yanda dinsel bilinç ve öte yanda metafizik ve törebilim arasına keskin bir ayrım çizgisi çekmeye çalıştı.

Friedrich Daniel Ernst Schleiermacher 21 Kasım 1768’de Breslau’da doğdu. Okul eğitimi ailesi tarafından Moravya Kardeşliği’ne teslim edildi. Kimi temel Hıristiyan öğretilere inancının yitmesine karşın, daha sonra tanrıbilim eğitimi için Halle’ye gitti, ama üniversitedeki ilk iki yılı sırasında arı tanrıbilimsel konulardan çok Spinoza ve Kant ile ilgilendi. 1790’da Berlin’de sınavlarını verdi ve bir aile öğretmenliği görevini üstlendi. Daha sonra 1794’ten 1795’in sonuna dek Frankfurt an der Oder yakınlarında Landsberg’de papazlık yaptı, ve 1796’dan 1802’ye dek Berlin’de dinsel bir görevde bulundu.

Berlin’deki bu dönem sırasında Schleiermacher romantikler çevresi ile, özellikle Friedrich Sclegel ile ilişki içindeydi. Bütünlüğe yönelik genel romantik ilgiyi paylaşıyor, ve Spinoza için derin bir duygudaşlık taşıyordu. Aynı zamanda daha erken bir yaşta Platon’un gerçek varlığın ideal alanının görülür imgesi olarak dünya görüşünden etkilenmişti. Ve Spinoza’nın Doğasını kendisini fenomenal dünyada açığa seren gerçek olgusallık olarak düşünüyordu. Ama, Spinoza’nın bir hayranı olarak, onun felsefi görüşü ile öğretme görevini yüklenmiş olduğu dini uzlaştırma gibi bir görevle karşı karşıya kaldı. Bunu bir Protestan dinadamı olarak yalnızca meslek duyuncunu doyurma sorunu olarak görmesi de olanaksızdı. Çünkü içtenlikle dindar bir insandı ve daha önce de belirtildiği gibi ailesinin ve ilk öğretmenlerinin dindarlığının kalıcı etkisini taşıyordu. Bu yüzden kendi anladığı biçimiyle dinsel bilinç için anlıksal çerçeveyi düşünüp oluşturmak zorundaydı. Ve 1799’da Din Üzerine Söylem (Reden über die Religion) başlıklı çalışmasını yayımladı. Yapıt daha sonraları pek çok kez yayımlanacaktı.

Bu çalışmayı 1800’de birey ve toplum arasındaki ilişki ile bağıntılı sorunları irdeleyen Monologlar (Monologen) ve 1801’de Schleiermacher’in ilk dinsel vaazlar derlemi izledi. Bununla birlikte, Schleiermacher genel olarak bir ortodoks Protestan tanrıbilimci olarak düşünülebilecek biri değildi ve 1802-4 yıllarını işinden ayrı geçirdi. 1803’de Günümüze Dek Ahlak Öğretisinin Bir Eleştirisinin Anaçizgileri (Grundlinien einer Kritik der bisherigen Sittenlehre) başlıklı çalışmasını yayımladı. Ayrıca Platon’un diyaloglarını giriş yazıları ve notlar eşliğinde Almancaya çevirme işine başladı ve bunların ilk bölümü 1804’de, ikincisi 1809’da ve üçüncüsü 1828’de çıktı.

1804’de Schleiermacher Halle Üniversitesinde bir kürsü kabul etti. Ve Napoleon üniversiteyi kapadığı zaman bir vaiz olarak kentte kalmayı sürdürdü. Bununla birlikte, 1807’de Berlin’e döndü ve orada politik yaşama katılarak yeni üniversitenin kuruluşu için işbirliğinde bulundu. 1810’da üniversiteye tanrıbilim profesörü olarak atandı ve 1834’de ölümüne dek bu konumda kalmayı sürdürdü. 1821-2’de Evangelist Kilisenin İlkelerine Göre Hıristiyan İnanç (Der christliche Glaube nach den Grundsätzen der evangelischen Kirche) başlıklı çalışmasını yayımladı ve bunun ikinci bir yayımı 1830-1’de çıktı. Ayrıca daha başka vaaz derlemleri de yayımladı. Yalnızca tanrıbilimsel değil ama felsefi ve eğitsel konuları da kapsayan üniversite dersleri ölümünden sonra yayımlanacaklardı.


Not
1Fichte’nin felsefesinin açıklamasında sözü edildiği gibi, bu eğilimin gücü geç düşüncesinde önemli ölçüde zayıflamıştı. 


[COPLESTON: ALMAN İDEALİZMİ: BÖLÜM SEKİZ]
Çeviren Aziz Yardımlı • (C) İDEA YAYINEVİ 1990-1996

İdea Yayınevi / 2014