İdea Yayınevi / Fenomenler
eski anasayfa
online satış
 
 

Bertolt Brecht’e Karşı
Montagsdemonstrationen

 

Leipzig’de (DDR) Pazartesi Gösterileri. 1989-90 yıllarında yer alan bu barışçıl eylemlerde Almanlar yabancı ülkelere yolculuk etme ve demokratik bir hükümet seçme gibi özgürlük istemlerinde bulunuyorlardı. 16 Ekim 1989’da yalnızca Lepzig’deki gösteriye 120.000 kişi katıldı. Sonraki hafta 500.000 nüfuslu kentte gösteriye katılanların sayısı 320.000’e yükseldi. Askeri bir müdahele kitle kıyımı demek olacaktı. 9 Kasım 1989’da Berlin Duvarı yıkıldı.
 
İdeolojik Bilinç kendini silemez. Silecek olursa, boş bir Ego olacaktır, çünkü yeniden biçimlenmesi yeni bir yaşam sürecini, ya da bir yeniden doğuşun güçlüğüne denk bir emeği gerektirir. Ama karşıtına kolayca dönüverir, çünkü kendinde karşıtıdır. Toplumculuk ve Bireycilik geçişlidir. Bu nedenledir ki özellikle en yüksek komünist önderler 24 saat içinde klepto-kapitalistlere dönüşüverir, ya da yaşamları sömürüden başka bir anlam taşımayan bireyler aynı zamanda yatlarına kızıl bayrak asarlar.

Brecht sulandırılmış bir Marxist değildi. Lenin ödülü ile onurlandırıldı. Politik olarak kusursuzdu. Ve moral olarak kusursuz olmayan tek bir yanı yoktu. Sanatı aşırmacılık üzerine dayanıyordu ve davranışının güdüleri dizginsiz içgüdü ve materyal dürtüler olmuş görünür. Kendi için yazdığı yaşam tiyatrosunda yoksul proleter sanatçı rolünü üstlendi, ve soysuz entellektüele diktatörlük istencini sevdirmedeki başarısı ile örnek bir Marxist olduğunu gösterdi. Almanya’nın geleceğinin Sovyetler Birliği tarafından güvence altına alınmış bir Sosyalizmde yattığına inanıyordu. 1953’te Doğu Almanya’da işçilerin hükümete karşı eylemlerini bastırmak için uygulanan önlemleri ve Sovyet askeri gücünün kullanılmasını destekledi. Çok sayıda insanın öldüğü olaylarda ayrıca 17 Sovyet askeri işçilerkin üzerine ateş açmayı reddettikleri için idam edildi. (Albert Camus bunu ve Polonya ve Macaristan'da yinelenen benzerlerini eleştirdi.) Daha sonra Brecht hükümete halkı dağıtıp yeniden bir halk seçmesini öneren bir şiir yazdı. Ayaklanma konusunda Parti (SED) Birinci Sekreterine gönderdiği mektup şöyleydi:

..
Bertolt Brecht
(1898-1956)
Karl Marx'ın "Ahlak boş bir metafiziktir" görüşünü tanıtladı. Ahlakı bilmediği için olmadığını sanıyordu.
 
“Tarih Almanya Sosyalist Birlik Partisinin devrimci sabrına saygısını gösterecektir. Sosyalist kuruluşun hızı üzerine kitleler ile büyük tartışma Sosyalist başarıların görülmesine ve bekçiliğine götürecektir. Tam bu anda Almanya Sosyalist Birlik Partisine bağlılığım konusunda sizi temin ederim.” (“History will pay ... to the Socialist Unity Party of Germany.”) — Tarih Almanya Sosyalist Birlik Partisine karşı saygısızlık etmede fazla gecikmedi. Gene de Brecht’in “kitleler ile büyük tartışma” dediği şeyin daha sonra Macaristan ve Çekoslovakya’da yinelenmesinin önüne geçecek kadar değil. Her durumda tartışan yanlardan biri Karl Marx’ın öngördüğü diktatörlük yöntemlerini, yani Varşova Paktının terörünü kullanan Partiydi, çünkü tartışmanın karşıt ucunda, tanklarının karşısında Özgürlük bilincini kazanmakta olan ve bir kitle, bir yığın, bir halk olmaya son vererek Yurttaş Toplumu olmanın yoluna girmiş olan milyonlar vardı.

Brecht insanı anlamada içindeki despotun sınırlarını aşamadı. Eğer Güzel Sanat ve Özgürlük kavramları arasında bir bağlantı varsa, eğer estetik değer moral değerden ayrılamazsa, Brecht’in İnsan İstencine başkaldıran sanatı (hiç kuşkusuz "onun" diyebileceğimiz düzeye dek) hiç olmazsa Güzel Sanat olmamalıdır. Ve gerçekten de, Brecht’in çok iyi bilinen modernizmi karşısında öyle olması beklenemez. Tiyatrosu pragmatiktir, öğreticidir. Yani propagandadır. Brecht’te Biçim de en az İçerik kadar çirkindir, ya da biçimsizliği eşit ölçüde içeriksizliğidir. Bildiği en iyi Özgürlük kavramı Kapitalizmden öteye geçmez ve oyunlarında (hiç kuşkusuz "onun" diyebileceğimiz düzeye dek) insanın Hırstan daha çoğuna yetenekli moral bir varlık olduğunu anlamadığını sergiler. Ve bu bildiği ve olduğu biricik realitedir ... [Mahagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü]

John Feugi'ye göre:
1) Brecht en yakın çalışma arkadaşlarını ve sevgililerini düzenli olarak aldattı, onların çalışmalarını kendi adı altında yayımladı;
2) servetini gizli banka hesaplarında saklayarak Komünist proleterya pozuna girdi;
3) şiirlerinden, öykülerinden ve şarkılarından ve en ünlü oyunlarından pekçoğu sevgilisi Elisabeth Hauptmann tarufından yazıldı. "Üç Kuruşluk Opera" hemen hemen bütünüyle Hauptmann'ın ürünüydü.

Brecht'in oyunlarındaki insanlık gurur verici olamaz, çünkü onda kendisinden daha çoğunu sunamaz.

 
SCHILLER

BEETHOVEN
Avrupa Birliği özgürleşmenin kazanılan ereğidir, çünkü özgürlük insanlığı kültürel ayrımların ötesine ve üzerine, tek bir Yasaya, tek bir Anayasaya, tek bir Türeye, evrensel Türeye ve evrensel Hakka yükselten değişimin biricik olanağıdır. Onda çok-kültürlülük değişmeyen geleneğin, karakteri tutuculuk olan despotizmin, karakteri şiddet olan ideolojinin artıkları olarak postmodern komedyenlerin umutsuz savunusuna terkedilmiştir. Avrupa Birliği modern insanlık gerçek egemenliğine, özgür İstencinin egemenliğine yürüyüşünde Dünya-Tininin ilk adımıdır.
 
 
 
 
İdea Yayınevi / 2014