İdea Yayınevi / Mantık Bilimi
site haritası  
 
Mantık Biliminin Bölümlemesinin Kavramı / Aziz Yardımlı
Mantık Biliminde Bölümlemenin Mantığı

Mantık Bilimi’nin Bölümlenişi Kavramın Bir İşlevidir

B-MB 75. "Öyleyse burada herşeyden önce bölümlemenin Kavram ile bağıntılı ya da daha doğrusu onun kendisinde imleniyor olması gerektiğini varsaydığımızı anımsatmalıyız. Kavram belirsiz değil, ama tersine kendinde belirlidir; bölümleme ise onun bu belirliliğini açınmış olarak anlatır; Kavramın Yargısıdır, ama dışsal olarak alınan herhangi bir nesne üzerine bir yargı değil, tersine Kavramın kendinde yargılanması, e.d. belirlemesidir."

:: "Zuvörderst also ist zu erinnern, daß hier vorausgesetzt wird, die Einteilung müsse mit dem Begriffe zusammenhängen oder vielmehr in ihm selbst liegen. Der Begriff ist nicht unbestimmt, sondern bestimmt an ihm selbst; die Einteilung aber drückt entwickelt diese seine Bestimmtheit aus; sie ist das Urteil desselben, nicht ein Urteil über irgendeinen äußerlich genommenen Gegenstand, sondern das Urteilen, d. i. Bestimmen des Begriffs an ihm selbst."

Mantık Bilimi'nin bölümlenişi Mantık Biliminin dışında çözülebilecek bir sorun değildir. Bu bölümleme gerçekte dizgesel yapının kendisinin kurulması olduğu düzeye dek dizgeye önceden başvurması söz konusu değildir. Mantık Biliminin arı Kavramın, düşünce öğesindeki İdeanın bilimi olduğu düzeye dek, bölümleme Kavramın kendisinin bir işlevi olmalıdır.

Görgül bir bölümleme dışsal bağıntılara dayandığı ölçüde Mantık Bilimi durumunda bu bilimin kavramının kendisini yokedicidir. Bölümleme en son temelinde anlaşılır olmalıdır. Bu konu Tinin Görüngübilimi'nin sonucunu ve bunun Mantık Bilimi ile ilgisinin kavranmasını ilgilendirir.

B-MB 77. "Ama Girişte Mantık Kavramının kendisi onun dışında yatan bir bilimin sonucu olarak bildirilmiş, böylelikle burada aynı yolda bir varsayım olarak alınmıştır."

Tinin Görüngübilimi'nin sonucu Varlık ve Kavramın birliği ve bu birlik Mantık Biliminin Öznel Mantık ve Nesnel Mantık olarak bölünmesinin zeminidir. Ama Hegel daha sonra Tinin Görüngübilimi'ni Bilim Dizgesini ya da Mantık Bilimini önceleyen bir çalışma olmadığını bildirdi ve Görüngübilimin içeriğini Ansiklopedi'ye kattı. Mantık Bilimi başlangıcı ve bölümlemesi için kendi dışında bir desteğe gereksinmez. Her iki Mantık Bilimini de önceleyen tüm Giriş ya da Sunuç yazıları yalnızca mantıksal dizgeye dışsal bir hazırlıktır.

Mantık Bilimi arı Usun, arı Kavramın bilimidir. Buna göre Usu ya da "Saltık" olarak da anlatılan aynı kavramı belirlenimden soyutlayan tüm felsefeler bu bilimin bilincinden de yoksundur.

Mantık Biliminin içeriğinin Kavram olduğu olduğu kabul edildiğinde, Kavramın belirli olması açıktır ki Mantık Bilimi'nin örgütlenmesinin ilk bağıntısını verir, çünkü Kavramın belirli olması ondan başka birşey ile, ve ilk olarak olumsuzu ile bağıntı içinde olmasıdır, ve bu olumsuz ilk olarak Varlıktır.

"Kavramın Yargısı" anlatımın kendisi Yargının kendisinin çıkarsanmış ya da tanıtlanmış olmasını varsaydığı düzeye dek Dizgeye bir göndermedir. Geometrik Yöntemin tersine, Kurgul Yöntem hiçbir belite dayanmaz, çünkü her kavramsal gönderme Dizgenin bütünlüğüne aittir, tanıtlanmış bir bileşeni ilgilendirir.

 
Kavramdan Varlığın Çıkarsanması

Varlık bilinçte Kavramın olumsuzu ya da karşıtıdır, ve Tinin Görüngübilimi'nin bütün gelişimi bilinçteki bu özdeşsizliğin yenilmesinde ve bu birliğin çıkarsanmasında tamamlanır. Varlık saltık soyutlama olarak görüldüğünde Kavramdan ayrılmazlığı öylesine açıktır ki, felsefe tarihinde Kavramdan Varlığı çıkarsama girişimleri ile karşıtlık içinde, Kant'ın Varlık ve Kavram arasına aşılmaz bir uçurum getirmesi Kavramın varolmaksızın da olabileceği gibi bir dikkatsizlikten başka hiçbir yanılsama üzerine dayanmaz. Kant Varlık ile yalnızca soyut olarak Varlığı değil, ama belirli-Varlığı, sıradan bilincin Varlık sözcüğü ile anladığı türden bir tasarımı anlar (örneğin 100 Taler; daha başka düşünürler daha başka şeyleri, ama yine bir kural olarak Kant'ın yaptığı gibi görgül ve fiziksel şeyleri anlarlar.

Varlığın ve Kavramın birliğini kavramanın kolaylığı gibi güçlüğü de Varlığın burada Varlıktan başka birşey olarak, söz gelimi fiziksel, duyusal birşey olarak, bir belirli-Varlık olarak görülmesine bağlıdır. Bu tasarımsal düşünce ile ancak gündelik sorunlar düşünülebilir, gazete okunabilir, derin-düşünce ve anlak tartışmaları yapılabilir, vb., ama felsefe yapılamaz. Kant varlığın kavramdan çıkarsanmasını belirli-Varlığın, örneğin 100 Taler gibi birşeyin kavramdan ya da düşünceden çıkarsanması olarak anlar. Düşünmesi öylesine sığdır ve derinlikten öylesine yoksundur ki, varlık olarak varlık ve belirli-Varlık, somut, fiziksel bir "varlık" arasında ayrım yapmayı bile başaramaz. Kant'ın bütün bir Eleştirel söylemleri benzer dikkatsizlikler ile süslüdür ve eğer Kant'ı okumanın güçlüğü gibi birşeyden söz edilecek olursa, bunun biricik nedeni mantıksız olanın anlamsız da olmasına bağlıdır.

‘‘Varlık kendinde arı Kavram, ve arı Kavram gerçek Varlıktır’’

B-MB 77. "Ama Girişte Mantık Kavramının kendisi onun dışında yatan bir bilimin sonucu olarak bildirilmiş, böylelikle burada aynı yolda birvarsayım olarak alınmıştır. Mantık buna göre kendini arı düşüncenin bilimi olarak belirler ki, ilkesi olarak arı bilgiyi, soyut değil ama tersine somut olarak dirimli birliği alır — bir birlik ki, onda bilinçte kendi için varolan öznel birşey ve böyle varolan ikinci bir şey, nesnel birşey arasındaki karşıtlık üstesinden gelinmiş olarak, ve Varlık kendinde arı Kavram olarak ve arı Kavram gerçek Varlık olarak bilinir. Böylece bu iki yan Mantıksalda kapsanan iki kıpıdır. Ama bunlar şimdi ayrılmamacasına varolan kıpılar olarak bilinirler, bilinçte olduğu gibi her biri ayrıca kendi başına da varolan kıpılar olarak değil; ama aynı zamanda ayrı olarak (gene de kendi başlarına varolan olarak değil) bilinmeleri yoluyla birlikleri soyut, ölü, devimsiz değil, tersine somuttur."

Mantık Bilimi’nin ilkesi (temeli ya da öğesi) arı bilmedir. 'Arı' sözcüğü burada 'görgül' olan ile karşıtlık içindedir ve 'somut' olanın karşıtı olarak, 'soyut' olarak görülmez. Arı bilme arılığı içindeki Kavramın arılığı içindeki Kavramı bilmesi olarak gerçek bilmedir.

Eğer dilersek burada Kavramın doğal ve tinsel birşey olmaması anlamında soyut olduğunu varsayabiliriz, tıpkı Varlığın da eşit ölçüde soyut bir düşünce olarak görülebilecek olması gibi. Bu durumda Mantık Bilimi’ni düşüncenin soyutluğu anlamında soyut bir nesnenin bilimi olarak görebiliriz. Ama 'soyut' anlatımı anlağın analitik tutumunu belirttiği ölçüde kurgul düşünce için bütünüyle uygunsuzdur. Tersine, Mantıksal ilke Kavram ve Varlığın ayrılmazlığı olarak somuttur.

Gerçek Varlık ve Sonlu belirli-Varlık

B-MB 77. "... Varlık kendinde arı Kavram olarak ve arı Kavram gerçek Varlık olarak bilinir. Böylece bu iki yan Mantıksalda kapsanan iki kıpıdır."

Gerçek Varlık yine somut, fiziksel, duyusal Varlık değil,ama Varlık olarak Varlık, arı Varlıktır. Hegel Varlığın bir Kavram bile olmadığını, Mantık Bilimin’in gidişinde ilk Kavramın Oluş Kavramı olduğunu belirtir.

Oluş karşıtların,Varlık ve Yokluğun birliği olarak Kavramın kurgul doğasını ilk kez onda kazandığı aşamadır. Varlık salt Varlık olarak alındığında henüz kendinde Kavramdır. Öte yanda Kavram gerçek Varlıktır anlatımı için de benzer olarak arılığı dikkate almamız gerekir. Kavram belirli değil, ama arı Kavramdır. Gerçek Varlık belirli-Varlık değil, ama Varlık olarak Varlıktır. Buna karşı tüm doğal ve tinsel belirli-Varlık alanı bir Oluş alanı olarak Gerçeklik değil, yalnızca Görüngü ya da sonluluk, geçicilik alanıdır.

Mantıksal Öğe

B-MB 78. "Bu birlik aynı zamanda öğe olarak mantıksal ilkeyi oluşturur, öyle ki onda doğrudan bulunan o ayrımın gelişmesi yalnızca bu öğenin içerisinde ilerler. Çünkü bölümleme, belirtildiği gibi, Kavramın yargısı, daha şimdiden ona içkin belirlenimin ve dolayısıyla ayrımının koyulması olduğu için, bu koymanın yeniden o somut birliğin belirlenimlerine bir çözülmesi olarak anlaşılmaması gerekir — sanki bunlar kendileri için geçerliymişler gibi —, çünkü bu burada önceki duruş noktasına, bilincin karşıtlığına boş bir gerileme olacaktır; ama bu karşıtlık yitmiştir; o birlik öğe olarak kalır, ve bölümlemenin o ayrımları ve genel olarak gelişme bundan böyle onun dışına çıkmaz. Böylelikle daha önce (gerçekliğe doğru yolda) kendileri için varolan belirlenimler, örneğin öznellik ve nesnellik ya da giderek düşünce ve varlık ya da kavram ve olgusallık, hangi bakımdan belirlenmiş olurlarsa olsunlar, şimdi gerçeklikleri içinde, e.d. birlikleri içinde, Biçimlere indirgenmişlerdir. Buna göre, ayrımları içinde kendilerinde bütün Kavram olarak kalırlar, ve Kavramın kendisi bölümlemede yalnızca kendi belirlenimleri altında koyulur."

Varlık ve Kavramın birliği öğe olarak, temel olarak mantıksal ilkeyi oluşturur. Mantıksaldır, çünkü mantıksallık karşıtların birliğinden başka birşey değildir ve bu kurgul doğası nedeniyledir ki bu birlik soyut değil ama somuttur ve böylece kendisi yeni bir belirlenim olarak daha öte açınımın olanağıdır. Öğe olarak tüm açınımın onun her noktasına yayılan ruhudur, her moment kendinde bu birliği, varolan Kavram olma karakterini taşır.

Bölümlemenin Kavramın yargısı olmasının anlamı Varlık ile bir olan Kavramın yeni bir öğe olarak, bir ilke olarak eytişiminin yeniden önceki kıpılara bir ayrışma olduğu anlamına gelmez. Bilinçte bunlar, Varlık ve Kavram, kendileri için yalıtılmış olarak duruyorlardı. Ama şimdi birlikleri içindedirler ve bundan böyle Kavramın yargısı görüngüsel bilinçte birbirinden ayrı olan bu iki belirlenimi birlikleri içinde koyar. Varlık kendinde Kavramdır; ve Kavram gerçek Varlıktır.

Nesnel Kavram ve Öznel Kavram

B-MB 79. "Böylece bir kez varolan Kavram olarak, bir ikinci kezKavram olarak irdelenecek olan şey bütün Kavramdır; ilk durumda salt kendinde Kavramdır — olgusallığın ya da varlığın Kavramı; ikinci durumda ise Kavram olarak Kavram, kendi için varolan Kavramdır (somut biçimleri adlandırmak için, düşünen insanda olduğu gibi; ama ayrıca, ve hiç kuşkusuz bilinçli olmaksızın, bilinçli Kavram olması ise söz konusu bile olmaksızın, duyumsayan hayvanda ve genel olarak örgensel bireysellikte; ama yalnızca örgensel olmayan Doğada kendinde Kavramdır). — Mantık buna göre ilk olarak Varlık olarak Kavramın ve Kavram olarak Kavramın Mantığına — ya da eğer daha yaygın, ama gene de çok belirsiz ve bu nedenle birçok anlama gelebilen bir anlatımı kullanabilirsek — nesnel ve öznel Mantığa ayrılacaktır."

A-MB. 61. Ek. "Doğada Kavram basamağına karşılık düşen alan örgensel yaşamdır."

 
Kütle, spin, hız, ivme, devinirlik, şekil, konum vb. tümü de Biçimlerdir — Kategoriler ya da Kavramlar. Elektron negatif elektrik yükü taşır (–1.602 176 487(40) × 10–19  Coulomb); kütlesi (9.109 3826(16) × 10–31 kg'dır; açısal devinirliği vardır (bir spin-½ parçacığıdır); dalga olarak davranabilir; ve bilinen ve henüz bilinmeyen daha başka belirlenimleri ile kavramsal-dizgesel bütün oluşturur. Tüm belirlenimleri doğalarının zorunluğu içinde davranırlar, kavramlarının mantığına göre etkin ve etkileşim içindedirler. Doğanın bu kavramların bağıntılarından (doğa yasalarından) başka birşey olmayan ussallığı Tinin ussallığı ile karşılaştırma içinde çok daha yalındır, çünkü Tin alanı kendinde bütün bir Doğa alanını moment olarak kapsamanın dışında, bir de öznel ve nesnel bütün bir insan belirlenimleri alanını kapsar ki, Doğadan daha az olmamak üzere mantıksal-dizgeseldir. Bir Toplumbilimin, Ruhbilimin vb. nesneleri atomları, elektronları, giderek gezegenleri, yıldızları, galaksileri vb. önkoşulları olarak alan daha yüksek Tin alanının kategorileridir: Ruh, bilinç, istenç, özgürlük, duyunç, yasa, devlet, ve bütün bir Tarihin kendisi, bütün bir dinler ve güzel sanatlar alanı, ve bilimlerin kendileri.
Kendinde-Kavram (Varlık Alanı) ve kendi-için-Kavram (Öz Alanı) somut inorganik Doğanın Biçimidir.

Doğa belirlidir, Soyut Özdek olarak Özdek değil ama Biçimli Özdektir. Özdeksel Doğanın Biçimi doğa yasaları dediğimiz kavram bağıntılarının işlevidir. Tüm bu özdeksel belirlenimlerin kendi aralarındaki etkileşimler zorunlu olarak yer alırlar. Giderek olasılık bile özdeğin kaprisi değil ama yalnızca özneyi ilgilendiren bir sorundur. Özdek nedensellik belirlenimine aykırı davranmaz, çünkü bu ona usdışı güdülendirici etmenler, neden olmaksızın etkiler yüklemek, belirlenimi gözardı etmek olacaktır.

Kendinde Kavram somut (uzaysal ve zamansal) biçimlenişini inorganik Doğada bulur. Doğa henüz örgensele, Yaşamın özdeksel koşuluna ulaşmamış olan biçimlenişinde özsel olarak dışsal Kavramın kendisinin belirlenimini sergiler. ‘‘Kendinde-Kavram’’ Mantık Bilimin’de Varlık Öğretisi altında kapsanan bütün bir kavramsal yapının belirlenimini anlatır. Kavram "yalnızca örgensel olmayan Doğada kendinde Kavramdır" (B-MB 79).
Mantık Bilimi (Büyük) 
Genel Olarak Kavram

... Yaşam ya da örgensel Doğa onda Kavramın ortaya çıktığı Doğa basamağıdır; ama kör, kendi kendini ayrımsamayan, e.d. düşünmeyen Kavram olarak; böyle [kendini ayrımsayan ve düşünen Kavram] olarak Kavram yanızca Tine özgüdür. Ama Kavramın mantıksal biçimi onun o tinsel olmayan şeklinden olduğu gibi bu tinsel şeklinden de bağımsızdır.

Wissenschaft der Logik
Vom Begriff im Allgemeinen

... Das Leben oder die organische Natur ist diese Stufe der Natur, auf welcher der Begriff hervortritt; aber als blinder, sich selbst nicht fassender, d. h. nicht denkender Begriff; als solcher kommt er nur dem Geiste zu. Von jener ungeistigen aber sowohl, als von dieser geistigen Gestalt des Begriffes ist seine logische Form unabhängig.

Burada, Doğa alanında, Kavram olarak Kavramdan değil, kendinde Kavramdan, Varlık ve Öz alanlarına özgü belirlenimlerden söz ederiz. VarlıkKavram olarak Kavram değil ama Varlıktır, ve Öz için de aynı şey geçerlidir.

Özdeğin tüm belirlenimini Kavramlar yoluyla anlatırız, ve bu Kavramların Özdekte özsel olanı, onu varolan Özdek yapan etmeni anlattığını kabul ederiz. Kant'ın kuşkuculuğuna göre tüm bu belirlenimler (kütle, devim-çevrim, elektrik yükü, dalga doğası vb.) özneldirler, yalnızca anlak-kavramları olduklarına göre kendinde parçacıklara uygulanamazlar. Bu felsefeye göre, tüm özdeksel Evren insan bilincinin bir görüngüsüdür. Ama hiçbir fizikçi Kantçı değildir. Tersine, Doğaya kavramları ile yaklaşır, ve bu kavramların, bu düşüncelerin Doğanın özselliği, Doğanın varlığı olduğunu ve onda gerçek olanı anlattığını kabul eder. Kavramsal belirlenimlerinden soyutlandığında bir atomun, elektronun vb. ne olduğunu söyleyemeyiz, çünkü geriye yalnızca boş bir kendinde-özdek soyutlaması kalır.

Kavramlar içeriksiz Biçimler olarak görüldüğünde bu Biçimlere İçerğin ya da Özdeğin başka bir yerden gelmesi beklenir. Ama Kavram varolanı biçimlendiren bir demiurge değil, varolanın kendisinden ayrı olmayan Biçimidir. Kavram İçeriği ile, Özdeği ile birdir, ve Özdekten ayrımı yalnızca soyutlamacı analitik anlağın bir sanısıdır. Biçimsiz, yalın, soyut Özdeği en yalın belirleniminden insan bedeni olarak en yüksek örgensel biçimlenişine yükselten şey Kavramın özsel olarak etkin varoluşudur.

Evreni edimsel evren yapan şey ondaki Biçimsel etkinliktir ki, Özdekselden ayrı değidir. Bu Kavramın biçimselleştirici etkinliğidir ki, özdeğin gizilliği ile karşıtlık içinde arı edimsellik ya da enerjidir. Bu üretken etken Us, Logos, Nous ya da Aristoteles'in "devinmeyen devindirici" ile anlattığı 'Nous-Theos'tur.

Aristoteles, De Anima, III. 5.
"Şeylerin her sınıfında, bir bütün olarak doğada olduğu gibi, iki etmenin söz konusu olduğunu buluruz: (1) bir özdek, ki gizil olarak sınıfta kapsanan tüm tikellerdir; (2) bir neden, ki onların tümünü yapması anlamında üretkendir (bu sonuncular birinci ile örneğin bir sanatın kendi gereci karşısında durduğu gibi dururlar). Ve gerçekte anlık (Nous), onu betimlediğimiz gibi, ne ise tüm şeyler olması dolayısıyla odur; ve bu arada bir başka şey daha vardır ki, ne ise tüm şeylerin yapması dolayısıyla odur; bu ikincisi ışık gibi bir tür olumlu durumdur, çünkü bir anlamda ışık gizil renkleri edimsel renkler yapar."
Kavram organik Doğada gerçek biçimlenişini kazanır.

Buna karşı gerçek (kendinde ve kendi için) Kavram Kavram olarak Kavramdır, ve somutta "düşünen insanda," "ama ayrıca, ve hiç kuşkusuz bilinçli olmaksızın, bilinçli Kavram olması ise söz konusu bile olmaksızın, duyumsayan hayvanda ve genel olarak örgensel bireysellikte" varolur (B-MB 79).

Kavram ancak organik yaşamda kendine özgü varoluşu içinde Kavram olarak bulunur. Bitkisel ve hayvansal alanların örgensel örgütlenişinde Kavram özdekselin üzerine yükselir ve ilkin Yaşam olarak varolur. Yaşam kategorisi ona zemin ve onunla birlik içinde olan özdeksellik ile, beden ile karşıtlık içinde aynı zamanda bütünüyle başka birşey, tinselin başlangıcı, ama yalnızca başlangıcıdır. Beden olmaksızın Ruh ve Ruh olmaksızın Beden yalnızca analitik anlağın boş soyutlamalarıdır.

İnsanda Ruh tinselin en alt belirlenimidir. Ama insanda duyu, algı, duygu, bellek, istenç, duyunç, bilinç vb. ve en sonunda anlak ve us belirlenimleri Kavramın özdekselin ötesinde ve üstünde ayrı bir tözsellik olarak edimselleşmeleridir.

"Sonluluk bu alanda İdeanın dolaysızlığı nedeniyle ruh ve bedenin ayrılabilir olmaları belirlenimini taşır; bu dirimlinin ölümlülüğünü oluşturur. Ama ancak dirimli öldüğü zamandır ki İdeanın iki yanı ayrı birer bileşen olurlar" (A-MB § 216).

Yaşam belirli özdeksel koşulları oluştuğu zaman zorunlu olarak ortaya çıkar ve bir Kavram olarak yalnızca kendi belirleinimi içinde düşünülebilir ve kavranabilir. Her kavram durumunda olduğu gibi Yaşam kavramını da başka kavramlara indirgemek, onu kendisinden başka birşey yaparak anlamaya çalışmak mantıksal olarak geçerli değildir. Her Kavramın dizgesel bütündeki yeri onun belirlenimidir. Ama bu bağıntılılık gene de Kavramın dolaysızlığını, kendi karakterini ya da belirlenimini taşımasını engellemez. Örneğin, Uzay kavramı yalnızca Uzay kavramıdır, ve "Uzay nedir?" sorusu onu başka terimlere indirgeyen bir yanıtı beklediği ölçüde sıradan bilincin tasarımsal bir sorusudur.

Yaşam İdeası ruhun ve bedenin (kavram ve realitenin) birliğidir. Ya da, Ruh dirimli bireyselliğin Biçimidir ki, örgensel Bedenin tüm özdeksel etkinliğinin belirleyicisidir. Bedenin tüm örgensel etkinlikleri ve süreçleri Yaşam etkinlikleri ve süreçleridir. İnsanda Ruh Kavramı bilinç, istenç, anlık, vb. gibi tüm daha yüksek yetileri yalnızca gizil olarak kendinde kapsar ve tüm bu daha öte belirlenimler başlangıç noktaları olarak Ruhu özsel olarak içerirler.

 

 

İdea Yayınevi / 2014