İdea Yayınevi / Temalar
site haritası 
İnsanlığı Kurtarmak İçin
Materyal Düşünceler
 
Materyalist Tarih görüşü — ya da dünyayı Özdek yoluyla açıklayan bilimsellik savındaki ideoloji — politik, dinsel ve törel düşünceleri ekonomik altyapı olan belirleyici özdeksel temelin üst- ya da yan-ürünü olarak kabul eder. Bilinç ve İstenç ve Duyunç dış dünyanın yansımalarıdır. Özgür bir Us düşüncesi metafiziksel bir kurgudur. Buna göre emekçi özgür olarak düşünemez, çünkü “egemen sınıfın düşünceleri her evrede egemen düşüncelerdir.” Yalnızca özgür Düşünce değil, ama Hak, Ahlak ve Yasa gibi tinsellikler de doğrudan doğruya birer yanılsamadır. İnsan özdeksel altyapı tarafından belirlendiğine göre moral değil, doğal/türsel bir varlıktır. Bütün bir kültür bir sömürü düzeneği olan üretim ilişkilerinin bir türevi, ve bütün bir Tarihin kendisi materyal çıkar hırsının sergilenişi olarak bir sınıf kavgaları arenasıdır. Dış realitenin bir yansıması olarak insanın özerk moral büyümesi, estetik ve etik gelişimi, türede ve tüzede olgunlaşması diye birşey yoktur, ve egemen sınıfların hizmetindeki felsefe başından bu yana boş metafiziksel kuruntulardan daha iyisini üretmemiştir. İnsan realitesinin Duyunçsuz ve İstençsiz bir kopyasıdır, ve böyle olarak yalnızca yanılmaya ve yanılsamaya yeteneklidir. Komünist Manifesto’ya göre (Manifest der Kommunistischen Partei) Ahlak, Yasa ve Din yalnızca “çeşitli burjuva önyargıları”dır ki, “arkalarında pusuda çeşitli burjuva çıkarları yatar.” Bütün bir törel ve politik yaşam gerçekte egemen sınıfın istençsiz ve düşüncesiz kitlelere karşı bir komplosudur. Demokrasi, İnsan Hakları, Yasa Egemenliği — bunlar modern dönemin metafiziksel masallarıdır. Yurttaş Toplumu gerçekte ne olduklarını bilmeyen, özgür olduklarını sanan kölelerin bir yığınıdır. Ve Hegel’in felsefesi Tarihsel Materyalizmin üç ayağından biridir, aslında “Hegel’in duruş noktası da modern politik ekonominin duruş noktasıdır,” ve kendisi bilinçsizce de olsa bir tarihsel materyalisttir, Düşünceyi değil, ama “Emeği insanın özü olarak kavrar.”

Adam Smith:
Tarihsel Materyalizmin Temel İlkeleri
SCHILLER

BEETHOVEN
Avrupa Birliği özgürleşmenin kazanılan ereğidir, çünkü özgürlük insanlığı kültürel ayrımların ötesine ve üzerine, tek bir Yasaya, tek bir Anayasaya, tek bir Türeye, evrensel Türeye ve evrensel Hakka yükselten değişimin biricik olanağıdır. Onda çok-kültürlülük değişmeyen geleneğin, karakteri tutuculuk olan despotizmin, karakteri şiddet olan ideolojinin artıkları olarak postmodern komedyenlerin umutsuz savunusuna terkedilmiştir. Avrupa Birliği modern insanlığn gerçek egemenliğine, özgür İstencinin egemenliğine yürüyüşünde Dünya-Tininin ilk adımıdır.
İdea Yayınevi / 2014