İdea Yayınevi / Temalar
site haritası 
Modern Tin
_
Modernleşme insanın milyon yıldır üzerinde varolduğu bu yeryüzündeki son çabasıdır — en son bireyine dek gelişmiş bir insanlığın şekillenmesi için. Bu Özgürlük sürecinde insan gizilliğinin gelişiminin önünde hiçbir kısıtlama, onu engelleyecek hiçbir yetke ve güç yoktur, çünkü Özün açınmasını ve gelişmesini sağlayacak Güç Özün kendisi, İstenci gerçek Özgürlük ile çakıştıracak olan şey İstencin kendisidir. Orada kültür bütününde direnilmez bir akışkanlık tini, kesintisiz bir Yenileşmedir, var olanı granit katılığı içinde tutmaya çabalayan Geleneğin sürekli olumsuzlanmasıdır. Bu önüne geçilemez bir ilerleyiştir çünkü insan çoktandır Us olduğunu ve Us olmanın sonsuz anlamını kavramış, varoluşun tüm anlam ve değerinin kendisi olduğunun bilincine varmıştır: Us Kavramın ve Realitenin birliğidir, İstencin kendini eksiksiz olarak Olgusallığa çevirmesidir. Yalnızca gelişiminin bu Ereği onun Tarihine anlamını veren değerdir, ve tüm değişimde kalıcı olan, tüm insan eyleminde ussal olan biricik öğedir. Onsuz bütün bir varoluş hiç kuşkusuz anlamsız ve saçma olurdu — o Ereği doğrulayamayan nihilizmin bütünüyle doğru olarak anladığı gibi. Tarihte insan bilmediği bir yerde, anlamadığı bir evrendedir; tanımadığı, giderek düşman saydığı ve onu düşman sayan yabancılar arasındadır. Tarih bir Doğa Durumu ve bir Uygarlık Durumudur, sürekli bir Savaş ve Barış Durumudur. Tarihte insan başkası tarafından insan olarak tanınacak ve başkasını insan olarak tanıyacak denli büyümüş değildir: Gelişmemişlik evrenseldir. Tarihte, bu bilinçsiz Oluş sürecinde insan hiçbir zaman gerçek Kendisi değildir. Ama ilk kez şimdi — ilk kez Özgürlük Kavramının kavrandığı bu tarihsel çağda — güneşin onun için doğduğunu ve parladığını, göklerin onun için döndüğünü, varoluşun biricik amaç ve anlam ve değerinin kendisi olduğunu kavramıştır. O sıradanlığa, erdemsizliğe, türesizliğe yazgılanmış özsüz bir varlık değil, ama herşeyin onun uğuruna varolduğu saltık son Erektir, çünkü Usu gibi Duygusu ve Duyarlığı da tanrısalın, sonsuzun kendisidir. Ancak ussal bir varlık olduğunu anladığı zaman kötülüğünü, suçlarını ve acılarını gerçek nitelikleri içinde anlayablilirdi. Ancak gerçek Kendisinin bilgisi karşısında bugüne dek olduğu herşeyin o olmadığını, girdiği her kılığın bir hiçlik olduğunu anlayabilirdi. Bu bilince ulaştığı düzeye dek, bundan böyle yazgısı, belirlenimi ona yabancı etmenlere bağlı değil ama kendi Usundadır.
SCHILLER

BEETHOVEN
Avrupa Birliği özgürleşmenin kazanılan ereğidir, çünkü özgürlük insanlığı kültürel ayrımların ötesine ve üzerine, tek bir Yasaya, tek bir Anayasaya, tek bir Türeye, evrensel Türeye ve evrensel Hakka yükselten değişimin biricik olanağıdır. Onda çok-kültürlülük değişmeyen geleneğin, karakteri tutuculuk olan despotizmin, karakteri şiddet olan ideolojinin artıkları olarak postmodern komedyenlerin umutsuz savunusuna terkedilmiştir. Avrupa Birliği modern insanlığın gerçek egemenliğine, özgür İstencinin egemenliğine yürüyüşünde Dünya-Tininin ilk adımıdır.
İdea Yayınevi / 2014