Istanbul
International Hegel Congress - II

 

Stephen Houlgate
Hegel’s Logic of Reflexion /
Hegel’in Yansıma Mantığı

Abstract / Özet
 
 

Hegel’s Logic of Reflexion

Hegel’in Yansıma Mantığı

There is a tendency among some readers of Hegel to see in him what Sellars calls “the great foe of immediacy”. My concern in this paper, however, is to show through a brief study of Hegel’s account of reflexion that he is not as hostile to immediacy as some of his readers have claimed. It is true that Hegel is not a believer in simple, unmediated immediacy; but his account of reflexion demonstrates that he does accept that there is mediated immediacy in the world. Indeed, he argues that such immediacy is a necessity, since reflexion — which is the truth of being — necessarily constitutes immediacy. Furthermore, reflexion constitutes not just quasi-immediacy or “positedness”, but genuine, free-standing immediacy. The negativity or reflexivity that forms the essence of things does not, therefore, reduce the realm of immediacy described in the doctrine of being to mere illusion. On the contrary, it constitutes such immediate being and gives it life. This becomes especially apparent later in the doctrine of essence, when essence is shown to give rise to existence and actuality. But it is already apparent in Hegel’s account of reflexion: for, as Hegel shows, reflexion is driven by its own logic to constitute independent immediacy in the form of “reflexion into self”.

Hegel'in kimi okuyucuları arasında onda Sellars'ın "dolaysızlığın büyük düşmanı" dediği şeyi görme gibi bir eğilim vardır. Ama bu denemedeki kaygım Hegel'in yansıma açıklamasının kısa bir incelemesi yoluyla onun dolaysızlığa kimi okuyucularının ileri sürdükleri kadar düşman olmadığını göstermektir. Hegel'in yalın, dolaylı kılınmamış bir dolaysızlığa inanmadığı doğrudur; ama onun yansıma açıklaması dünyada dolaylı dolaysızlık olduğunu kabul ettiğini tanıtlar. Gerçekten de, böyle dolaysızlığın bir zorunluk olduğunu, çünkü yansımanın — ki varlığın gerçekliğidir — zorunlu olarak dolaysızlık oluşturduğunu tanıtlama girişiminde bulunur. Dahası, yansıma yalnızca yarı-dolaysızlık ya da "koyulmuşluk" değil, ama gerçek, özgür-duruşlu dolaysızlık oluşturur. Şeylerin özünü oluşturan olumsuzluk ya da yansımalılık, öyleyse, varlık öğretisinde betimlenen dolaysızlık alanını salt yanılsamaya indirgemez. Tersine, böyle dolaysız varlığı oluşturur ve ona yaşam verir. Bu daha sonra öz öğretisinde özün varoluşu ve edimselliği ortaya çıkardığı gösterildiği zaman özellikle açıklık kazanır. Ama Hegel'in yansıma açıklamasında şimdiden görünürdedir; çünkü, Hegel'in gösterdiği gibi, yansıma kendi mantığı tarafından "kendi içine yansıma" biçimindeki bağımsız dolaysızlığı oluşturmaya itilir.

Hegel’s account of reflexion in the Science of Logic is one of the most dense and difficult parts of his philosophy. The aim of this paper is to try to shed some light on this account. In particular, I hope to clarify Hegel’s understanding of the complex relationship between reflexion and immediacy.
Hegel’in Mantık Bilimi’nde yansıma açıklaması felsefesinin en yoğun ve güç bölümlerinden birini oluşturur. Bu denemenin amacı bu açıklama üzerine biraz ışık düşürmeye çalışmaktır. Özel olarak, Hegel’in yansıma ve dolaysızlık arasındaki karmaşık ilişkiyi anlayışını durulaştırmayı umuyorum.
 

 

Mantık Bilimi - Anasayfa

Özetler / Abstracts / II. Uluslararası İstanbul Hegel Kongresi 2008 Previous