İdea Yayınevi / Modern Tin /Aziz Yardımlı
 
eski anasayfa_
online alış-veriş_
 

A. Gereksinimler Dizgesi

a. Gereksinim
b. Emek
c. Anamal

   
Emek

Emek Yurttaş kavramına ait bir kategori olduğu düzeye dek sefil değildir. Emeğin sefilliği kültürün henüz Yurttaş Toplumunun gerisinde kalan biçimlerine özgüdür ve bu sefilliğin toplumcu devrim tasarlarını esinlendiren güdü olmuş olmasına karşın giderilmesi Yurttaş Toplumunun kendi içinde yer alır ve ekonomik savaşım dediğimiz şeydir. İnsanın Emeğe bağlı sorunu emeğinin karşılığını alıp almaması gibi bir nicelik sorunu değil, ama Emeği ve İstenci arasındaki uyumsuzluktur.


Modern Emek

1) Emek yalnızca kas gücü değildir, ve İstenç ve Bilgi biçiminde genel olarak Düşünceyi kapsar;
2) Emek birincil olarak kültürel Gereksinimleri doyurmanın aracıdır;
3) Emek bir Meta değildir;
4) Emek bireyin kendinde evrensel olması temelinde saltık olarak toplumsaldır.

Yalnızca fiziksel ya da bedensel güçten oluşan Emeği bulmak için hayvanlara bakmamız gerekir. Ama hayvanlar bile iş hayvanı olarak kullanıldıkları zaman ortada yalnızca kas gücü değil, bir de dışsal güdü vardır ki, insan tarafından belirlenir. Salt kas gücünden oluşan Emek salt hayvansal Emek ya da analitik Emektir ki, gerçekte Emek değildir. İnsan Emeği her zaman düşünce, bilgi, estetik duyarlık, beceri, amaç, karar, istenç gibi tinsel bileşenler tarafından Emek olmaya belirlenir. Modern Emek durumunda tinsel bileşen yükselirken insanı insanlıktan çıkaran fiziksel güçlük azalma eğilimindedir. Emeğin değer olduğu, en yüce değer olduğu duyurusunda bulunanlara ödül olarak en ağır emeği, bedensel emeği olanaklı en yüksek miktarda vermek gerekir.


Modern Emek

Nükleer Reaktör soðutma kuleleriUçak HangarýFernando Alonso


Modern Emek bilgisinde ve özgürlüğünde Geleneksel Emekten baştan sona ayrılır.
Modern Emek Emeğin gerçek Kavramıdır ve Emeğin Realitesinin Emeğin Kavramına karşılık düşmesi Özgür Törellik dünyasının özsel sürecidir.
Düşüncesiz Emek yalnızca bir Anlak soyutlamasıdır ki, Emeği tinsel bileşeninden ayırarak belirleniminden ve böylece varlığından yoksun bırakır.

Nükleer Enerji Tesisi Kontrol OdasýDijital GazeteYoðun bakým birimiPetrokimya kuruluşu
Modern Emek ve Geleneksel Emek

Geleneksel Emek bilgisinde, yeteneğinde ve amacında sonludur ve özsel olarak bireysel Gereksinimi karşılamaya yöneliktir. Modern Emek bilgi tarafından belirlenir, yeteneğinde sınırsızdır ve amacı Evrensel Gereksinimin Doyumudur. Geleneksel Emek tinsel bileşeninin zayıflığından ötürü, öz-çıkar güdüsünün sınırlı olmasından ötürü, kültürel gereksinimin yetersizliğinden ötürü bütününde doğrudan gereksinimleri karşılamaya yöneliktir ve birikimi, Anamala dönüşmesi özsel bir önem taşımaz. Modern Emekte Bilgi olarak tinsel bileşen sınırsız olma eğilimindedir ve sonuç üretkenliğin sınırsızca artmasıdır. Yine, modern Yurttaş öz-çıkar kaygısında geleneksel moral kısıtlamalardan bağışıktır ve buna göre modern Emek kaçınılmaz olarak kazancın eline oynar ve kazanç uğruna kazanç İstencinin önünde hiçbir sınır yoktur.

Emeği salt kas gücü olarak alan ve ondaki tinselliği, düşünsel biçimselliği gözardı eden tarihsel materyalist bakış açısı böylece gelişimin zeminini fiziksel Emekte görür. 1000 Kongolu emekçinin ve 1000 İsveçli emekçinin üretkenlik oranları arasındaki, onlardaki entellektüel, törel ve estetik gizilliğin gelişmişlik düzeyleri arasındaki ayrımı önemsemez ve Kongo'nun geri kalmışlığını İsveç'in sömürüsüne bağlar.


Bir Komplo Olarak Üretim Süreci

Üretim sürecini sözcüğün tam anlamıyla bir sınıfın insanlığa karşı bir komplosu olarak yorumlayan materyalist ideolojiye göre bütün bir Ekonomi her kıpısında sözde "egemen sınıfın" özencine göre ayarlanmıştır: İşsizlik ücretleri düşük tutmak için bilinçli olarak sürdürülür; teknolojinin gelişimi bilimsel gelişimdeki yetersizlikler nedeniyle değil ama kapitalistlerin çıkarlarını koruma kaygıları nedeniyle durdurulur; üretimin makineleşmesi kâr etmeni insan emeğinden türetildiği için bilinçli olarak engellenir; giderek Tarihin kendisi egemenlerin salt sömürü için ayarladıkları total bir komplodur. Özgürlük, İstenç, Ahlak, Hak gibi metafiziksel uydurmaların böyle bir süreçte hiçbir yeri yoktur. Aslında böyle bir süreçte yalnızca aldanmaya yetenekli olan İnsanın hiçbir belirleyiciliği yoktur, ve materyalist ideolojinin saptadığı Fetişizm, Şeyleşme, Altyapı, Özerk Teknoloji gibi etmenler tümü de yabancılaşmış varoluşun yabancılaşmış insanına üstün efendileridir. Bu ideoloji insanı büyümeye ve gelişmeye değil ama yalnızca bozulmaya yetenekli görür, sanki bir zamanlar tarihin daha geri evrelerinde kendini tanıyan insan her nasılsa kendine tanınmaz olmuş gibi.
Modern Emek ve Makine; Emeğin Ortadan Kalkışı
"Barbar tembeldir." Modern Emek aynı zamanda bir eğitim süreci olarak serfin, kulun, geleneksel-tembel insanın özgür Yurttaş kimliğini ve Kent kültürünü kazanma çabasıdır. Onun tinsel gizilliğini edimselleştirme ve etkinleştirme olanağıdır. Kendi içindeki daha büyük benliği keşfetmesi, duyarsız, bilgisiz, duyunçsuz ve yasasız kimliğinin bütünsel açınımının olanağıdır. Bilgisiz insan üretim sürecine salt geçim ve kazanç dürtüleri ile girer ve orada varoluşun salt dürtüler yoluyla belirlenmesinin anlamsızlığını öğrenir.

Hegel modern işbölümünün bir kazanımı olarak Emekte elde edilen soyutluğun ya da yalınlaşmanın Emeğin makineleşmesine ve böylece ortadan kalkışına götüren bir olanak olduğunu görür.

Hegel / Tüze Felsefesi
  Hegel / Philosophie des Rechts (1821)

§ 198

§ 198

Ama emekteki evrensel ve nesnel öğe araçların ve gereksinimlerin özgülleşmesine götüren, böylelikle o denli de üretimi özgülleştirerek işbölümünü ortaya çıkaran soyutlamada yatar. Bireyin emeği işbölümü yoluyla daha yalın olur ve böylelikle soyut emeğinde becerisi artarken üretimi de artar. Aynı zamanda beceri ve araçlardaki bu soyutluk insanların arta kalan gereksinimlerin doyumu için aralarındaki bağımlılığı ve karşılıklı bağıntıyı bütünsel bir zorunluğa çevirir. Dahası, üretimin soyutluk karakteri emeği her zaman daha da mekanikleştirir ve böylelikle sonunda insanın Emekten çekilmesi ve yerini makinenin alması olanağını sağlar.

Das Allgemeine und Objektive in der Arbeit liegt aber in der Abstraktion, welche die Spezifizierung der Mittel und Bedürfnisse bewirkt, damit ebenso die Produktion spezifiziert und die Teilung der Arbeiten hervorbringt. Das Arbeiten des Einzelnen wird durch die Teilung einfacher und hierdurch die Geschicklichkeit in seiner abstrakten Arbeit sowie die Menge seiner Produktionen größer. Zugleich vervollständigt diese Abstraktion der Geschicklichkeit und des Mittels die Abhängigkeit und die Wechselbeziehung der Menschen für die Befriedigung der übrigen Bedürfnisse zur gänzlichen Notwendigkeit. Die Abstraktion des Produzierens macht das Arbeiten ferner immer mehr mechanisch und damit am Ende fähig, daß der Mensch davon wegtreten und an seine Stelle die Maschine eintreten lassen kann.

 


Hegel / Tüze Felsefesi   Hegel / Philosophie des Rechts (1821)

§ 196

§ 196

Tikelleşmiş gereksinimlere uygun düşen ve eşit ölçüde tikelleşmiş olan araçların hazırlanışı ve kazanılışı Emek aracılığıyla olur; emek doğa tarafından dolaysızca sağlanan gereci bu çok çeşitli erekler için çok yanlı süreçler yoluyla özgülleştirir. Bu biçimlendirme şimdi araca değerini ve amaca-uygunluğunu verir, öyle ki insan tüketirken başlıca insan ürünleri ile ilişkidedir ve kullandığı şeyler böyle insan çabalarıdır.

Die Vermittlung, den partikularisierten Bedürfnissen angemessene, ebenso partikularisierte Mittel zu bereiten und zu erwerben, ist die Arbeit, welche das von der Natur unmittelbar gelieferte Material für diese vielfachen Zwecke durch die mannigfaltigsten Prozesse spezifiziert. Diese Formierung gibt nun dem Mittel den Wert und seine Zweckmäßigkeit, so daß der Mensch in seiner Konsumtion sich vornehmlich zu menschlichen Produktionen verhält und solche Bemühungen es sind, die er verbraucht.


Emek ve Toplum
Emeğin bireysel yanı tam olarak onun doğal-fiziksel yanı ya da bedensel kaba kas gücü yanıdır. Emeğin tinsel-kültürel yanı onu bireyselliğin üzerine yükseltir ve onun kendinde evrensel doğasını oluşturur. Emek bu yanında kişisel olduğu denli de toplumsaldır. Emeğin toplumsal olması Gereksinimin toplumsal olması ile birlikte gider. Hayvan her zaman tekildir ve türüne, evrenseline ancak içgüdüleri yoluyla aittir. Bir insan hiçbir zaman ve hiçbir biçimde yalnızca birey değildir ve kültüründe, bilincinde, benliğinde Tinin bütün bir entellektüel birikiminin bir sonucudur. Emeğine kattığı tinsel yan ondaki bu evrensellik yanıdır.

 

Emek Toplumsaldır
Bireyin kültürel kimliğini belirleyen toplumsal çevre onun Emeğini de belirler ve bireyin toplumsal olması ölçüsünde Emeği de eşit ölçüde toplumsaldır. Bilgileri, deneyimleri, yetenekleri onundur, ama tümü de ona kültür tarafından verildikleri için onundur. Bunların dışında birey salt bir doğa varlığından daha çoğu değildir. Emeğin toplumsal niteliği onun ürünü olan herşeyin toplumsal ürün olmasını sağlar.



Emek ve İşgücü

Emek bir meta değildir. Modern Toplumun ekonomik ilişkileri içinde alınıp satılan şey İşgücüdür — gizil olan bir yeti, bir potansiyel.

Köle ve Serfin tersine, bireyin özgür olması İşgücünün de onun İstencinin bir belirlenimi olmasını, onun Mülkiyeti olmasını imler. Birey Doğanın değil, Toplumun bir parçasıdır, kendinde toplumsaldır. Buna göre Gereksinimlerini karşılamak için başka her birey gibi Mülkiyetini Sözleşme ilişkisine sokarak toplumsal ilişkiler sürecine girer.

Emeğin İstencin kendi için varlığı olarak, bir bakıma Tinin özdeksel Özgürlüğü olarak görülebilir ki, o zaman etkinlik alanı sonsuzdur ve nesne alamayacağı hiçbirşey yoktur. Kendini her nesneye uygulayabilir ve her nesneyi İstencin özdeksel belirlenimi altına getirebilir. Böyle iken Emek bir nicelik değil ama bir niteliktir.


HavaalanýM60 Tanký

Emek, Gereksinim, Üretim
Emek kavramsal olarak Gereksinim ile bağlıdır, ve insan Gereksiniminin salt doğal değil ama kültürel olması ölçüsünde Emek genel olarak doğal olanı kültürel olana, tinsel olana dönüştürme, doğal dünyayı tinsel-kültürel dünya yapma etkinliğidir. İnsan yerken bile kültürlü olarak, uygar olarak davranır, salt doğal bir beslenmeden daha çoğunu yapar.

Salt doğal Gereksinim Emek olmaksızın da karşılanabilir. Emek Üretim yapar, ve Üretim doğal olanı kültürel olana, özsel olarak tinsel olana dönüştürür, doğal Gereksinimi değil, kültürel Gereksinimi doyuracak bir nesneye yükseltir, doğal Şeye insan Düşüncesinin ve İstencinin görülebilir, duyumsanabliir özdeksel damgasını vurur. Bu düzeye dek Üretim sürecinin "materyal/özdeksel" olduğunu düşünmek düşünmemektir. Üretim emeğin özsel olarak tinsel karakterinden ötürü özsel olarak tinsel karakter taşır. Emeğin bedensel yanı, gerçekten de özdeksel yan olarak görülecekse, salt özdeksel olduğu ölçüde düşüncesiz, istençsiz, insana ilgisiz yandır. Böyle arı özdeksel olarak insanlık dışıdır ve düşünmeyen hayvana ve istençsiz köleye aittir. İnsanı bu düzeye indirgemeyi ancak materyalizm başarabilir.



 
Türbin Rotor, ABB. Bu uygulayımsal bilginin, yüksek nitelikli emeğin bir başyapıtıdır. Doğa + Anlaktır; duyusal Özdek + kültürel Biçimdir; ya da, doğa + doğa-üstü ya da doğa-ötesi dediğimiz şeydir. İnsan düşüncesinin özdeksel Doğa üzerine yansımasıdır. Ama eşit ölçüde de bir TÖRELLİK başyapıtı, insan Erdeminin bir cisimselleşmesidir. Bunda da doğa-üstü ve doğa-ötesidir, meta-fizikseldir. Sayısız sözleşme, yükümlülük ve kuralın uygulaması olmaksızın üretilemez. Ve gene de politik süreçte bir yoketme aygıtının parçası olabilir. Modern Törellik belirli modern törelliktir. Henüz Kavramına bütünüyle karşılık düşmez.  
 

Emek Türleri
Emeği bedensel Emek ve düşünsel Emek olarak ayırdetmek bedensel her Emeğe Düşüncenin de eşlik etmesi ölçüsünde geçersizdir. Emek düşünce gücünün ve kas gücünün birliğidir. Emeğin bu ayrım dışında daha öte türlüleşmesi saltık olarak bu her iki öğeyi birlik içinde kapsar. Emeğin fiziksel ve düşünsel yanlarının ayrımının büyüklüğü Evrensel Eğitim tarafından ortadan kaldırılır ve özgür Yurttaş kendini saltık olarak eğitme hakkını taşır. İnsanların bir bölümünün salt bedensel Emeği yerine getirebilmek için düşük eğitim düzeyinde bırakılması ussal değildir ve özgürlük ve insan onuru kavramı ile bağdaşmaz.





 

Hegel / Tüze Felsefesi
  Hegel / Philosophie des Rechts (1821)

§ 197

§ 197

Ek. Barbar tembeldir ve miskinlik içinde yan gelip yatması ile kendini eğitimliden ayırdeder, çünkü kılgısal eğitim tam olarak alışkanlıktan ve bir uğraş içinde olma gereksiniminden oluşur. Beceriksiz insan her zaman istediğinden başka birşey elde eder, çünkü etkinliğinin efendisi değildir; buna karşı şeyi olması gerektiği gibi üreten ve öznel etkinliğinde ereğe karşı hiçbir ürkeklik göstermeyen işçiye becerikli denebilir.

Zusatz. Der Barbar ist faul und unterscheidet sich vom Gebildeten dadurch, daß er in der Stumpfheit vor sich hin brütet, denn die praktische Bildung besteht eben in der Gewohnheit und in dem Bedürfen der Beschäftigung. Der Ungeschickte bringt immer etwas anderes heraus, als er will, weil er nicht Herr über sein eigenes Tun ist, während der Arbeiter geschickt genannt werden kann, der die Sache hervorbringt, wie sie sein soll, und der keine Sprödigkeit in seinem subjektiven Tun gegen den Zweck findet.


Hidroelektrik tirbün jeneratörStealthReaktör

Emek ve Kültür
Emek genel olarak Gereksinimin karşılanması için İstencin cisimselleşmesidir. İnsanın durumu bir Doğa Durumu değil ama bir Kültür Durumudur, ve orada Emek içermeyen hiçbir nesne yoktur, giderek bundan böyle kentin temiz Havası bile salt doğal değildir ve Emek süreçleri tarafından dolaylı kılınır. Modern Emek sürecine kas gücünün ötesinde bütün bir uygulayımbilimsel bilgi ve deneyim birikimi katılır. Emek sürecinde Tinin bütün bir entellektüel, biçimsel, kültürel özü, Amaçları ve Niyetleri ürünlerde cisimselleşir.


Emek ve Artı Değer
Emeğin ürünü her zaman yeni artı değerdir, ve Emek verili Şeyden daha başkasını ve daha çoğunu üretir. Emeğin özsel olarak daha çoğunu üretmeye belirlenmesi onun dolaysız gereksinimi karşılama uğruna belirlenmesinden bütünüyle başka birşeydir. Emeğin bu sınırsız üretken gücünü özgürleştirmek bireysel İstencin saltık olarak özgürleşmesini gerektirir ve bu koşul bilimsel ve politik açılımı da özsel bileşenleri arasında kapsayan modern döneme özgüdür. Modern Toplum koşullarında üretim sınırsızdır ve eğer "değer" anlatımını Emeğin Ürünü yerine kullanacak olursak modern üretim bütünüyle Artı Değer elde etmeye yöneliktir. Bu sınırsız üretimin sınırsız ürünlerinin Mülkiyet olarak paylaşılmasında yatan eşitsizlik bütün bir toplumsal İstenç tarafından belirlenebilecek bir nitelik sorunudur, nicelik değil.

 



Emek ve Üretim
Üretim Pazar için olmak zorunda değildir. Ve Ürün bir Meta olmak zorunda değildir. Ürün parasal değiş-tokuş süreçlerine girmeksizin de tüketilebilir. Pazarsız bir Törellik olanaklıdır.

Modern Üretim sürecinin tüm bileşenleri Özgür Yurttaş Kavramı çevresinde belirlenir. Bilgisinin ve İstencinin ussallığı ile, modern Tinin Üretim ve Tüketim sığası sınırsızdır.

Üretim Şeyler yapma etkinliği değil, ama kültürel Şeyler yapma etkinliğidir. Ürün bir Şey değil, ama kültürel bir Şeydir.

Üretimin nesnesi olan Doğanın insan Gereksinimlerine uyarlanması olarak Modern Üretim Sürecinin biricik öğesi modern Emektir. Anamalın kendisi özsel olarak birikmiş, somutlaşmış Emekten başka birşey değildir ve Emeğin süreçte daha öte ayrımlaşması Üretim sürecinin baştan sona Emek süreci olmasını değiştirmez. Üretim sürecine toprak, mineral vb. gibi doğal kaynakların girdiğini eklemek Emeğin toprağı, mineralleri vb. üretmediğini belirtmekten öte bir anlam taşımaz, ve Emek toprak ve minerallere tıpkı yemek yemenin yemeğe borçlu olması denli borçludur.


Emek ve Toprak
Ekonomi Politik Toprağı bir üretim etmeni olarak alır ve Emek ve Anamal olarak iki başka etmenden ayırır. Anamalın kendinde Emekten başka birşey olmamasının dışında, Toprak Toprak olarak alındığında başka herhangi bir Doğa öğesinden ayrı bir üretim etmeni değildir. Toprak üretmez, özsel olarak Emek tarafından biçimlendirilmiş Toprak ya da Tarla üretir. Üretimin saltık olarak Emek etkinliği olması ölçüsünde Toprak da Üretim Sürecine başka mineraller ve doğal kaynaklar gibi Emeğin biçimlendirici etkinliğine altgüdümlü olmak üzere girer.

 




Emek ve Pazar
Üretimin Pazar için olması ve İşbölümünün zorunlu bağlılaşığı değildir ve İşbölümü Pazar olmaksızın da işleyebilir.

Özgür Yurttaşların Pazarları da özgürdür ve Toplum onların Gereksinimlerini karşılama temelindeki birlikleridir. Başka bir deyişle, modern Toplum Pazarın kendisidir. Daha açık olarak, Pazar ilişkisi modern Yurttaş Toplumunun özsel ilişki biçimidir. Gereksinim Toplumu birlikte tutan bağdır ve Gereksinimlerin karşılanma yolu olarak Sözleşme, değiş-tokuş, alım-satım, tecim — tümü de bir ve aynı Kavramı ayrı yanlarında anlatan sözcüklerdir. Emeğin Pazar ilişkisine girmesi kendini İşgücü olarak ve Ücret karşılığında bir Sözleşme ilişkisine bağlamasıdır. Pazar ilişkisi Gereksinimleri karşılamak için bir ilişki, bir öz-çıkar ilişkisidir. Sözleşmenin yanları özgür Yurttaşlardır ve özgür İstençler olarak ilişkilerini saltık olarak kendileri tarafından belirleme hakları vardır. İşlerin olağan gidişi içinde Hükümetlerin ya da başka örgütlerin bu ilişkiye karışmaları olumsaldır — olabilir ya da olmayabilir. Laissez-faire gelişmiş modern Toplumda Pazarın olağan durumudur. Ve gene de saltık olarak özgür Pazar tam olarak saltık sözcüğünün anlattığı gibi bir soyutlamadır. Sınırsız Pazar Özgürlüğünün savunusu ön-Modern aşamanın bir sorunudur ve Özgürlük bilincinden yoksun kültürlerde Özgürlük korkusuna karşı ileri sürülür.

 


Emek ve İşbölümü
İşbölümü Emeğin kendisi kadar eskidir ve modern döneme ait değildir. İşbölümünün zorunlu olarak Pazar kavramını varsayması gerekmez, ya da İşbölümü kavramından Pazar ilişkisi ya da Tecim çıkarsanamaz.

 

Golden Gate, San Fransisca, USAFerrari

Emek ve Ücret
Emek bir Meta ya da Mal değildir, çünkü özsel olarak İstencin ürünü, insan Özgürlüğünün cisimselleşmesidir. Para zemininde alım-satım ilişkisi bir Malın başka bir İstencin Mülkiyeti olmasıdır . Emek insan Özgürlüğünün ve İstencinin cisimselleşmesi olduğu ölçüde yabancı İstencin Mülkiyeti olamaz. Bu düzeye dek İstenç ile özdeş olarak Emek Ürününün bir başkasının Mülkiyeti olması İstencin ve Özgürlüğün ortadan kaldırılması ile birdir. Emeğin İşgücü olarak bir Mala çevrilmesinin usdışı ve ahlak dışı yanı burada yatar. Bu durumda Emeğin İşgücü görünüşü altında satılması özgür bireyi Özgürlüğünden, insan Değerinden yoksun bırakır. Onu bir araca indirir.

Ücreti İşgücünün yeniden üretilebilmesi olanağı olarak alan soyutlama Mülkiyet ilişkilerindeki özsel belirlenim olarak İstenci dikkate almaz. Ücret belirli bir zaman niceliği ile orantılı olarak saptanır. İşgücü ve Ücret ilişkisine Emek niceliği ile değil. nicelleştirilmeye izin veren bir İşgücü soyutlaması olarak girer.

 

Emek ve Sömürü
Özgür Yurttaşın Emeği İşgücü olarak Mülkiyettir ve Sözleşme konusu olan İşgücüdür. İşgücünün parasal karşılığı olan Ücret özsel olarak Emekçinin toplumsal üründen alacağı payın niceliğidir. Emekçinin İşgücünün karşılığı olarak ne kadar az alacağı Sözleşmede belirlenir ve bu her kültürel durumda olanaklı olduğu ölçüde minimum bir miktarda saptanır. Emekçi Sözleşmeye kendi özgür istenci ile girdiği ve koşulları kabul ettiği ölçüde biçimsel olarak bir Haksızlık söz konusu değildir. Haksızlık ancak Sözleşmenin bozulması durumunda ortaya çıkar. Buna göre Sömürü bu Hak görünüşü ile birlikte gider, çünkü Sömürü bireyin biçimsel onayı altında gerçekleşir.

Sömürü bu süreçte Emekçinin hakkını alamamasıdır. Hakkı olan ise ona ait olan yan olarak Emeği ile yaptığı katkıdır. Ama onun bireysel Emeği de başka katkılara borçludur ve onların karşılığını ödemelidir. Burada İşgücünün değerinin belirlenmesinde ortaya çıkan aynı güçlük yatar.

 

Hegel / Tüze Felsefesi
  Hegel / Philosophie des Rechts (1821)

b. Emeğin Türü
§ 196

b. Die Art der Arbeit
§ 196

Tikelleşmiş gereksinimlere uygun düşen ve eşit ölçüde tikelleşmiş olan araçların hazırlanışı ve kazanılışı Emek aracılığıyla olur; emek doğa tarafından dolaysızca sağlanan gereci bu çok çeşitli erekler için çok yanlı süreçler yoluyla özelleştirir. Bu biçimlendirme şimdi araca değerini ve amaca-uygunluğunu verir, öyle ki insan tüketirken başlıca insansal üretim ile ilişkilidir ve kullandığı şeyler böyle insan çabalarıdır.

Die Vermittlung, den partikularisierten Bedürfnissen angemessene, ebenso partikularisierte Mittel zu bereiten und zu erwerben, ist die Arbeit, welche das von der Natur unmittelbar gelieferte Material für diese vielfachen Zwecke durch die mannigfaltigsten Prozesse spezifiziert. Diese Formierung gibt nun dem Mittel den Wert und seine Zweckmäßigkeit, so daß der Mensch in seiner Konsumtion sich vornehmlich zu menschlichen Produktionen verhält und solche Bemühungen es sind, die er verbraucht

PetrokimyaOtoyol, AlmanyaBikini Atolu üzerinde nükleer patlamaHasat

Emek ve Değer
Bilimsel Değer, moral Değer, estetik Değer gibi anlatımlar Değer sözcüğünü saltık bir anlamda alırlar, üstelik yargılarının göreli olabilmesine karşın. Bunlarda Değer gerçek olmayı, ideal olmayı, karşılaştırmanın ve göreliliğin ötesinde olmayı anlatır. Değerli olan saltık olan olarak görüldüğünde, Emeğin değerli olmasından söz etmek ancak göreli olabilir. (Emeğin en yüce Değer olduğunu ileri sürmek ise bir politik diluzluğudur.) Emek ürünü olan bir nesne belirli gereksinimleri karşılamasında yararlıdır. Kullanım 'değeri' ya da değişim 'değeri' gibi anlatımlarda da değer sözcüğü saltık değil ama göreli olarak kullanılır ve ikincisi sık sık 'eder' ile eşitlenir.

İşgücünün ederi Ücrettir ve tüm ederler gibi belirlenmesi daha başka belirlenimlerin bir çokluğuna bağlıdır. Saptanması için sağın bir formül aramak Anlağın her zaman sonuçsuz kalan girişimidir. Emekçinin kendisinin gereksinimleri bütününde kültürel durum tarafından belirlenir ve bundan doğan tüm olumsallıklara açıktır.

Emek değer kuramı klasik ekonominin bir görüşüdür ve bir malın ederinin onu üretmek için gereken emek miktarına eşit olduğunu ileri sürer. Ama bu süreç onda kullanılan geçmiş emeği de kapsadığı için onun ederinin de hesaplanarak edere eklenmesi gerekir. Bu sonuncu için de aynı şey gereklidir ve bu böylece sonsuza dek sürer.

Ederlerin sağın olarak belirlenememesi genel olarak İstenç alanının doğasına bağlıdır: İstenç keyfi olabilir ve bu yüzden İstenç belirlenimleri alanı insan davranışlarını belirleyen bir zorunlu yasalar alanı değil ama ancak Kavram bağıntıları yoluyla anlaşılabilecek bir alandır.

Örneğin anamalcı pazarın ücretleri düşük tutmak için bir artık nüfusu sürdürmesi gerektiği ileri sürülmesine karşın, gelişmiş ülkelerde her zaman bir işgücü açığı olabilir. Ve bu durum da ücretlerin sınırsız olarak yükselmesini sağlamaya yetmez.


Emekçi ve Politika
Emekçi Politik sürece Emekçi olarak değil, özgür Yurttaş olarak girer. Özgür Yurttaş olmasının politik anlamı Yasaların onun İstencinin anlatımı olmalarıdır. Özgür olduğu ve İstencini politik olarak anlatmış olduğu düzeye de Yasaların sorumluluğunu üstlenmeyi yadsıyamaz. Halk Egemenliği ya da Demokrasi kendini yönetme Hakkı ve İstenci olan özgür Yurttaş kavramında anlatılır. Buna göre politik sorumluluk saltık olarak özgür Yurttaşlara düşer, şu ya da bu politikacıya değil. Aldatılmamak özgür Yurttaşrın hakkı ve ödevidir ve bu düzeye dek genel olarak politik kararların sorumluluğunu halktan başka kişilere ya da kurumlara yüklemek geçersizdir.

 


Nükleer Denem, 1953

Emek ve Silah Üretimi
Modern Yurttaş İstencinin saltık olarak özgür olmasında Emeğinde de özgürdür. Yurttaş İstencine karşın saldırganlığın hizmetinde çalışmaya zorlanamaz, çünkü bir Köle ya da bir Serf değildir. Eğer yokediciliğin hizmetinde çalışıyorsa, bunu Duyuncu ile doğruladığı için yapıyordur ve Sonuçların sorumluluğu ona aittir. Nükleer Savaşa hazır olma da tıpkı genel olarak Savaşa hazır olma durumunda olduğu gibi politik İstencin sorumluluğuna düşer.

"Ücretli Kölelik" ya da "Proleterya" gibi sözcükler Kavramı anlatmazlar. Emekçi sınıf ne köledir, ne de bir Roma İmparatorluğu sınıfıdır. O anlatımlar Özgür Yurttaşın sorumluluk alma yeteneğini, duyunç özgürlüğünü örtmek, onun sözde karşı çıkılan Dizgenin kötülüğündeki payını ve sorumluluğunu gizlemek için gereklidirler. Modern Toplumun Kavramlarında, özgür Yurttaş yürürlükteki Törelliğin ve Yasallığın belirleyicisidir, çünkü bütün bu üstyapı belirlenimleri edimsel olarak onun İstencinin belirlenimleridir.

Bu ve daha başka silahların üretiminde sayısız Üniversite ve bilim adamlarından, mühendislerden, işçilerderden oluşan bir özgür Yurttaşlar ordusu Emek harcar. Modern tinin evrensel paranoyasını yalnızca hükümetlerin ya da giderek birkaç silah şirketinin istencine bağlamak rahatlatıcıdır.

Özgürlüklerinin ve Haklarının bilincinde olmayan milyarlar Özgür Yurttaşlar değildirler. Bu ulusların despotik karakterleri Devletlerinin despotik karakterlerini belirler.

 
İdea Yayınevi / Hegel’in Nesnel Tin Dizgesi / Aziz Yardımlı / 2014