İdea Yayınevi / Temalar
site haritası 
Mülkiyet ve İstenç


Mülkiyet pekala Hırsızlık olabilir, ama ancak Hırsızlık daha şimdiden Mülkiyeti varsaymadığı sürece. Ya da, “Mülkiyet Hırsızlıktır” demek Mülkiyet Mülkiyetten önce vardır demektir. Ya da, o önermede Mülkiyeti tanımlaması gereken yüklemin kendisi Mülkiyeti kapsar. — Doğal bilinç ancak kendi Usunun çıkarsamalarını doğrulama yürekliliğini gösterdiği zaman ussal bilinç olabilir.

Mülkiyet insanın bilincinde, daha tam olarak İstencindedir. Mülkiyet İstencin Şey üzerinde tanınmasıdır. Bu onu Hırsızlıktan, Suç olmaktan ayıran etmendir. Materyalist bakış açısı Mülkiyeti bir İstenç belirlenimi olarak değil, bir tinsellik olarak değil, ama fiziksel Şey olarak görür. Öyle görmelidir çünkü bu bakış açısı tinsel olanı özdeksel yapmak zorundadır. — İstenç ve Şey arasındaki dolaysız bağıntıda İstenç ilkin Duyuncun yargısı altında değildir, ve böyle dolaysız, duyunçsuz olarak İstenç ilkin her nesneye, giderek insanın kendisine dek uzanır. Liberalizm/Kapitalizm bu duyunçsuz istencin kendini Anamal olarak etkinleştirmesidir, sınırsızca ve koşulsuzca isteyen Mülkiyet İstenci ile — Hırs ile — aynı şeydir. Kapitalisti kapitalist yapan kapitali değil, ama kapitalini birincil sayması, onu tüm moral, törel ve giderek tüzel belirlenimlerin de üzerine koyma İstencidir. Ama Yurttaş Toplumu bu dolaysız İstenci denetler, ona Tüze olarak kendi İstencini tanıtır, ve bu nedenledir ki Yurttaş Toplumu ‘Kapitalist Toplum’ denilen saçmalık değildir.

Mülkiyet ussallığını onunla insanın tüzel Kişi olmasında bulur, yararında, kullanım değerinde değil. Mülkiyet İstencin ilk belirlenimi, soyut içselliğinden ilk özgürleşmesi ve edimsellik kazaması, insanın ilk ussal edimidir. Mülkiyet insandan bağımsız bir güç değil, tam tersine onun kendi İstencinin, benliğinin, kişiliğinin ilk anlatımı, Özgürlüğünün ilk cisimselleşmesidir. Ama ilk olan eşit ölçüde soyut olandır, ve Mülkiyet istencin en soyut belirlenimi olarak Ahlak ve Törellik belirlenimlerinin altında durur. Mülkiyetten nefret istencin ne olduğu konusunda tam bilgisizlik, buna göre tam istençsizlik, tam eylemsizlik, eksiksiz köleliktir. Ancak kendi istencinin bilincinde ve böylece istençli olan insan eylem yapabilir, birşey üretebilir ve yaratabilir. Ve ancak kendi istencinin bilincinde olan insanın moral yeteneği vardır, düşünür, duyuncunu etkinleştirebilir. İstençsiz insanın, kölenin Özgürlükten korkusu onda kendi olumsuzlamasını görmesine bağlıdır. Bu düzeye dek Mülkiyet düşmanlığı ahlaksal değil ama ahlaksal-olmayan bir tepkidir, ussal değil ama tam olarak usdışı bir davranıştır.

Mülkiyeti ortadan kaldırmak İstencin bastırılması yoluyla olanaklıdır. Marxizm insanlığın engin despotik alanlarında İstençsiz bir toplum ortaya çıkarmayı başarabilmiş, ya da yine aynı şey, ancak yeryüzünün daha şimdiden istençsiz köylülük ve serflik alanlarında, Asyanın engin despotik topraklarında bir onay bulabilmiştir. Ama böyle istençsiz, dolayısıyla duyunçsuz insanların oluşturduğu toplum gerçekte bir toplum karakterini taşımadığını, dolayısıyla varolmayan bir toplum olduğunu kendini ortadan kaldırarak tanıtlar. Mülkiyet üzerinde efendilik onun insan istencinin anlatımından başka birşey olmadığının bilincinden doğabilir. Mülkiyet pekala yasaklanabilir. O zaman dolandırıcılık, suç, genel olarak haksızlık ortadan kalkar. Hiçbir istençleri olmayan insanlar hiçbir kötülük yapamazlar. Gerçekte hiçbirşey yapmazlar.

SCHILLER

BEETHOVEN
Avrupa Birliği özgürleşmenin kazanılan ereğidir, çünkü özgürlük insanlığı kültürel ayrımların ötesine ve üzerine, tek bir Yasaya, tek bir Anayasaya, tek bir Türeye, evrensel Türeye ve evrensel Hakka yükselten değişimin biricik olanağıdır. Onda çok-kültürlülük değişmeyen geleneğin, karakteri tutuculuk olan despotizmin, karakteri şiddet olan ideolojinin artıkları olarak postmodern komedyenlerin umutsuz savunusuna terkedilmiştir. Avrupa Birliği modern insanlığın gerçek egemenliğine, özgür İstencinin egemenliğine yürüyüşünde Dünya-Tininin ilk adımıdır.

Emek
İdea Yayınevi / 2014